Zeytincilik geçmişimiz ya da zeytin bahçelerimiz yoktu.
Öyleyse neydi bizi zeytinyağı ile buluşturan?
Aslında her şey, son günlerde önemini daha da iyi kavradığımız sağlıklı beslenmenin yollarını aramakla başladı. Bu yolda karşımıza ilk çıkanlardan biri de kuşkusuz, zeytinyağıydı.
Kaliteli bir zeytinyağı nasıl olmalıydı?
Bugüne kadar tükettiklerimiz kalite standartlarına uyuyor muydu?
Başladık okumaya, okudukça keyif almaya. Zeytinyağının yaşam kalitemiz üzerindeki mucizelerini okudukça yenilerini öğrendik, öğrendikçe bu bizim için bir tutkuya dönüştü.
İki yıl boyunca sadece literatür taramasına ve çeşitli eğitimlere adadık kendimizi.
Çok gezdik doğru üreticiyi bulabilmek, değerli bilgilerinden yararlanabilmek için…
Çalışmalarımız sonucunda hem kaliteli zeytinyağının nasıl elde edileceğini öğrendik hem de Türkiye’nin, önemli bir zeytin üreticisi olmasına rağmen dünya pazarında henüz hak ettiği yerde olamadığını gördük.
Bu işten çok da keyif almaya başlamıştık ve uluslararası platformlarda uzun yıllar sürdürdüğümüz profesyonel iş hayatımızı da göz önünde bulundurarak üzerimize düşeni yapmaya karar verdik.
Biz Morlea olarak en iyi zeytinleri araştırıyor, buluyoruz; onları doğru yöntemlerle topluyor, sıkıyor ve muhafaza ediyoruz.
Tüm aşamaları birebir takip ederek, disiplinle, emekle, sevgiyle, özenle…
Amacımız, en iyi koşullarda ürettiğimiz zeytinyağının hem iç pazardaki tüketimini arttırarak sağlıklı nesillerin yetişmesinde rol oynamak hem de yağımızı yerli markamızla tüm dünyaya tanıtarak Türk zeytinyağının yurt dışındaki bilinirliğini ve saygınlığını arttırmak!
Hedefimize başarıyla ulaşabilmek için her gün daha büyük bir azimle, heyecanla ve keyifle çalışmaya devam ediyoruz.
Sevgilerimizle,
Çiğdem BAYINDIR